İstanbul’a güneş Tuzla’dan doğar… 2012 yılında bu slogan ile çıktık yola. Kentin en uç noktasında, kalbimizin merkezinde bir yer burası… Ben Tuzla ile
İstanbul’a güneş Tuzla’dan doğar… 2012 yılında bu slogan ile çıktık yola. Kentin en uç noktasında, kalbimizin merkezinde bir yer burası… Ben Tuzla ile çocukluğumda tanıştım. Babam bizi Mercan’da denize girmeye getirirdi. Tıpkent’te oturan akrabalarıma sık sık gelirdik. Her gelişimizde bazen köfte, bazen balık keyfi yapardık.
Sonra lise yıllarım başladı. 10-11 yaşımda filizlenen bilgisayar tutkum, beni Pendik Süper Lisesi’ne girebilecek 4.99 diploma notuna sahipken Tuzla Teknik okullarını seçmeye itti. Hayatım boyunca bu kararımdan hiç pişman olmadım. Her sabah o sıkış tepiş sarı kafalı minibüsle Tuzla’ya gelir, akşam okul çıkışı sahile kadar yürüyüp, bazen Has Fırın’dan simit keyfi yapar, bazen Adem abi’den aldığımız sosislileri mideye indirirdik. Hatta ben, Tuzla’ya gelişi daha keyifli bir oyun haline getirmiştim. Meşhur sarı lacivert, since 1907 minibüsünü bekler, onunla gerçek bir Fenerbahçeli gibi Tuzla’ya giriş yapardım.
Eminim ki burada doğup büyüyen Tuzlalıların çok daha güzel anıları vardır. Bazılarını dinledim. Dinledikçe bu ilçeye daha çok bağlandım. Söylemesi çok havalı bir memleketim var, Eskişehirliyim. Doğduğum yer Kadıköy. Onu da söylemesi çok havalı. Dedelerimin dedesi Arnavut göçmeni. Avrupa da kulağa hoş geliyor ama bana nerelisin diye sorduklarında refleks olarak Tuzlalıyım diyorum. Beni bu ilçe dışından tanıyan tüm sosyal çevrem Tuzlalı olarak biliyor. Ben aranıza sonradan katılmış biri olarak kendimi sizler gibi Tuzlalı hissediyorum.
Daha 2010 yılında henüz üniversiteyi bile bitirmemiş 21 yaşında bir gençken koştur koştur Tuzla’ya gelerek bu ilçede eski ortağımla reklam ajansımı kurdum. İnanır mısınız, hafta 2 kez Balıkesir – İstanbul yaparak hem okulumu bitirmeye hem de bu ilçede bir düzen kurmaya çalıştım. 2012 yılında 6 arkadaş yola çıkarak Tuzla’da Keyif Dergisi’ni kurduk ve bugünkü Tuzla Detay’ın temelleri atıldı. Geride kalan 15 senelik reklamcılık hayatımda Tuzla için çok güzel markalar yaratıp ilçemize değer katan işler yaratmaya çalıştık.
Geçen onca yıldan sonra enerjim azalmış olsa da Tuzla için bir şeyler yapma arzum ilk günkü gibi yüksek. Her gün, neler yapabiliriz sorusuna cevap arıyorum. Çok değerli insanlarla görüşüyorum. Tuzla’daki eylemsizlik, boşa geçen zaman beni rahatsız ediyor. Aynı kentin sınırlarını paylaştığım diğer ilçelere imreniyorum. Kültür-Sanat etkinlikleri olsun, hizmete erişim olsun, ulaşım olsun, neredeyse tamamı bizden daha şanslı.
Sahnelerimiz var, tiyatromuz yok. Denizimiz var, plâjlarımız yok. Alanlarımız var, festivallerimiz yok. Tarihimiz var, yazanımız yok. Hepimizin dert yandığı farklı bir eksiklik, onarılmasını beklediğimiz farklı bir kusur var.
Tuzla’nın iyi bir reçeteye ve bu reçeteyi uygulayacak gönüllülere ihtiyacı var. Geçen sene yönetimi değiştirerek, Tuzla’da dönüşümün fitilini ateşledik. Anahtarı teslim ettiğimiz ve arkasında durup destek olmamız gereken genç ve vizyoner bir belediye başkanımız var. Yetkiyi elinden aldık diye küsmeyen, daha sıkı çalışmaya devam eden bir muhalefet var.
Bence artık silkelenme ve üretme zamanı. Tuzla’da bir marka değeri oluşturmalıyız. Bizim sponsorluk dediğimiz özel sektör yatırımlarının Tuzla’ya yönelmesini sağlamak için reklam değeri çok önemli. Sesi Tuzla’yı aşan, ışığı çok uzaklardan görülen işler yapmalıyız.
Kendi adıma, ticari faaliyetlerimin dışında davet edildiğim her projenin, her organizasyonun içinde olmaya çalışıyorum. Ekibimle yapabileceklerimiz sınırlı. Vaktimizden ve işimizden fedakârlık etmeye hazırız. Yeter ki birlik olalım. Bize destek olun. Fikirlerinizi paylaşın.
Önümüzdeki günlerde, Tuzla İşadamları Derneği olarak, daha önce duyurusunu yaptığımız, özel ve anlamlı bir amaca hizmet edecek kadın futbol takımımızı sizlere tanıtacağız.
Yakın zamanda tanıştığım, Otizmli bireyler için yepyeni bir dünya yaratan Bener Erkorur hocam ve ekibiyle, çocuklarımız için çok güzel projeler duyuracağız.
Tuzla’da tiyatro kültürünü geliştirmek için sanat okulları ve tiyatro topluluklarıyla işbirliğimizi arttıracak, dergimizi onların emrine amade etmeye devam edeceğiz.
Hayalim olan, Tuzla’da doğmuş ve büyümüş markaları bir çatı altında toplayacağımız Markalar Birliği projemizin temellerini atacağız.
Sahiplerinden dinlediğim ve gerçekten benzersiz olduğuna inandığım için sizlere ne olduğunu anlatamayacağım birkaç yıldız proje ile karşınıza çıkacağız.
Tuzla için dijital dünyaya miras kalacak kayıtlar bırakacağımız bir oluşumu hayata geçireceğiz.
Biz Tuzla için bunları yapmaya çalışırken sizlerden tek bir isteğim var. Kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının, özel sektörün Tuzla’da gerçekleştirdiği etkinliklere katılın. Sayımızı katlayalım, sesimizi yükseltelim. Sizler için düzenlenen etkinliklere katılımlar geçtiğimiz seneye oranla çok aşağıda. Bu durum, karar vericilerin, uygulayıcıların motivasyonunu düşürüyor. Hâl böyle olunca da en başta bahsettiğim reklam değerinin oluşması mümkün olmuyor.
Önümüzdeki aylarda belediyenin düzenlediği harika bir spor festivali geliyor. Runfest adındaki etkinlik için yoğun bir çalışma var. Bu etkinliklerin gelenekselleşmesini ve yenilerinin yapılmasını istiyorsanız katılım gösterin. Katılın ki özel sektörün, ulusal basının dikkatini çekelim. Binlerce kişinin katıldığı etkinliği biz nasıl gözden kaçırdık diye üzülsünler. Yenilerine sponsor olmak için sıraya girsinler.
Pazar günü kanseri yenen Yasin Belen kardeşimizin halı saha maçı var. Gelin Fatih Halı Sahası’nı hınca hınç dolduralım. Hem kardeşimize destek olalım, hem gerçek sayımızı gösterelim.
6 Ağustos’ta Otizmli kardeşlerimizin Tarihi Çeşme Meydanı’nda tiyatro gösterisi olacak. Gelin ki meydan bize yetmesin.
Tuzla’mızın güzide yerlerini, mekanlarını sosyal medya profillerinizde her zamankinden daha çok paylaşın ki güzelliğimize herkes imrenerek baksın. İlgilerini çekelim.
Bana güvenin. Reçete bu. Doktor sizsiniz. Buraya kadar okuyan herkese sonsuz teşekkürler. Sözlerimi tek bir soruyla bitireceğim.
Tuzla için değmez mi?