Bugün 12:49'da, Marmara Denizi'nin Silivri açıklarında 6.2 şiddetinde 13 saniye süren korkutucu bir deprem hissettik. Kapımızda bekleyen İstanbul Depr
Bugün 12:49’da, Marmara Denizi’nin Silivri açıklarında 6.2 şiddetinde 13 saniye süren korkutucu bir deprem hissettik. Kapımızda bekleyen İstanbul Depremi gerçeği, bir kaz daha kendini hatırlattı. Panik yaralanmaları dışında, can kaybı olmaması sevindirici. Bu işin uzmanı değiliz, lâf söylemek, ahkâm kesmek bize düşmez ama şunu biliyoruz: ‘Artık İstanbul’un ve Türkiye’nin kaybedecek zamanı yok.’
GSM operatörleri her zaman olduğu gibi yine beklentileri boşa çıkarmadı. Deprem anında ve sonrasında buhar oldular. Teknik olarak bu yükü kaldırmak mümkün mü bilmiyorum ama bundan sonra deprem bölgelerinde GSM operatörlerinden medet ummayı gereksiz buluyorum.
Şimdi size PiriGO uygulamasından bahsedeceğim ve isim kullanmadan sitemlerimi dile getireceğim. Burada amaç kimseyi hedef göstermek değil. Reklâm yapmak hiç değil. Çünkü projeyi rafa kaldıralı çok oldu. Biz, deprem anındaki iletişim ağı sorununu fark edip bunun üzerine gideli yaklaşık 2 sene oldu.
6 Şubat Kahramanmaraş depreminde bölgenin yaşadığı komünikasyon problemleri, GSM operatörlerinin günlerce pasif kalması, bizleri alternatif uygulamalar konusunda araştırma yapmaya itti. Tam bu dönemde bizlere geliştirme aşamasında sorun yaşanan bir uygulama getirdiler. Uygulama, bir ilçenin toplanma alanlarına ve afet konteynerlarına en kısa yürüme mesafesini yol tarifi olarak verecek haritaları içeriyordu. Gel gelelim bu uygulama çevrimdışı çalışma özelliğine sahip olmadığı sürece, yine operatörlerin internet ağına ihtiyaç duyuyor ve deprem anında pasif duruma düşüyordu.
Depremden 2-3 ay sonra birçok il ve ilçe belediyesi kendi uygulamalarını yayınladı fakat bu uygulamaların tamamı harita özelliğini çevrimiçi kullanıyordu. İnanmayacaksınız ama AFAD’ın toplanma alanlarını gösteren uygulaması bile deprem anında internet ağı çöktüğü için çalışamaz duruma geliyordu. Biz yazılım ekibimizle birlikte önümüze gelen bu uygulamayı inceledik ve çevrimdışı olarak geliştirebileceğimiz bazı yöntemlerin üzerine yoğunlaştık. Ekibim, yaklaşık 9 ay süren çalışmanın sonucunda Türkiye’nin İLK ve TEK ÇEVRİMDIŞI çalışan deprem uygulamasını geliştirdi.
Bu uygulama, deprem anında aktif kalarak, kullanıcıların, internet ağı kesilse bile en yakın toplanma alanı, afet konteyneri ve sonradan dahil edilecek sağlık ve beslenme noktalarına yürüme yol tarifi veriyor, AFAD sorumlularının bilgilerini gösteriyordu. Uygulamanın amacı, deprem sonrası organizasyonun hızlı bir şekilde sağlanmasını ve oluşacak kaosun önüne geçmeyi hedefliyordu.
Uygulamanın BETA sürümünü, 6 Şubat depreminin ilk gününde Hatay’a giden bir gönüllü arkadaşıma gösterdiğimde bana şunu söyledi: “Abi bu uygulama eğer bölgede aktif olsaydı, daha hızlı organize olup çok daha fazla insan kurtarabilirdik, gittiğimizde bir balta bile bulamadık. Afet konteynerine ertesi gün ulaştık demişti.” Biz de bu yorumdan sonra uygulamamızı dolaylı yoldan hayat kurtaran bir uygulama olarak düşünmeye başladık.
İşte ismini Piri Reis’ten alan PiriGO uygulaması böyle ortaya çıktı.
Uygulamanın ikinci fazına, sadece telefonların algılayabildiği bir ses frekansı ekleyecek, böylelikle çok sesli ortamlarda bile göçük altındaki insanların yerini tespit edebilecek bir özellik ekleyecektik. Bunun yanında hareket sensörlerini kullanarak kullanıcıların hayatta olup olmadığını da tespit edecek bir özelliği de listemize ekledik. Ayrıca anlık bildirimlerle insanları bilgilendirebileceğimiz bir sistem üzerinde de çalışıyorduk.
Gel gelelim, biz uygulamayı seçim sürecine az bir zaman kala yayınladığımız için çaldığımız tüm kapılar ‘Seçimden sonra gelin’ gibi ifadelerle yüzümüze kapandı. Yönetenler değişti. Gelenlerin yerine alışma süreçleri, eskilerin yerini sağlamlaştırması derken deprem gerçeği de unutulmaya başladı. Bu süreçte uygulamamızı birlikte geliştirecek ne bir kurum bulabildik ne de muhatap. İletişim kurduğumuz az sayıda yöneticiye de ÇEVRİMİÇİ, ÇEVRİMDIŞI farkını anlatamadık. Bakın, 1-2 kurumdan bahsetmiyorum. En az 25-30 kurumun kapısı çalındı. Deprem üzerinden 2 seneden fazla zaman geçti ama hâlâ ÇEVRİMDIŞI geliştirilmiş bir uygulama yok. Hatta öğrendik ki, uygulamayı geliştirip yayına aldığımız tek lokasyon da uygulamayı başka bir firmaya baştan yazdırıyormuş. Canları sağ olsun. Umarım yeni firma da bu işin altından kalkar, hatta bol bol muhatap bulup uygulamayı diğer illere, ilçelere de sunar. Hatta keşke bize ulaşsalar da umut kestiğimiz uygulamanın çevrimdışı tarafında yol göstersek.
Bu benim deprem üzerine yaptığım ilk çalışma da değil. Üniversite yıllarımda (2007-2011) önemli bir materyal tasarım dersinin bitirme projesinde, çocukları interaktif biçimde deprem anında yapılacaklar hususunda eğiten bir animasyon projesi geliştirmiştim. Bu konuda daha sonra AFAD’da yönetici pozisyonuna yükselen bir Jeoloji mühendisiyle fikir alışverişinde bulunmuş ve çok başarılı bir iş çıkarmıştık. Yıllar sonra ben kendi ajansımı kurduğumda beni arayıp projeyi ilerletip AFAD bünyesine katmak için Ankara’ya davet ettiler fakat ben ajansımı yeni kurduğum ve farklı gelecek planlarım olduğu için bu projeye yoğunlaşamamıştım.
Henüz 10 yaşındayken 17 Ağustos Depremi’ni yaşamış bir yetişkin olarak, DEPREM hususu benim için her zaman öncelikli olacak. Yaptığımız işlerin değerini fark eden insanlarla karşılaşma fırsatımız da olursa, insanlığa faydalı olduğumuzu hissedeceğiz. Bu konuda GSM operatörlerine sert çıkan siyasileri de samimi bulmuyorum. Farklı yollar var. Gel gelelim bunu sizlere anlatmak bazen deveye hendek atlatmaktan daha zor oluyor. Bir gün PiriGO’nun önemini anladığını hissettiğim bir yöneticiye, proje defterimde saklı tuttuğum, tüm Türkiye için gerçekten ‘HAYAT KURTARICI’ rolü üstlenecek bir projeyi de hediye edeceğim. İnşallah o günler de gelecek.
Bugün yaşanan deprem nezdinde, tüm İstanbullulara ve Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah bizleri derin acılar yaşatacak doğal afetlerden korusun.
COMMENTS